19 Ocak 2011 Çarşamba

Vatana Millete Hayırlı Olsun

Başlıktaki temenni hem benim blogum için hem de büyük şair Nâzım Hikmet için. Sanmayın ki mezarı geldi. Sadece bilinmeyen iki şiiri daha ortaya çıktı. Bu dışarıdan bakınca alelade bir olay gibi gelebilir ama sanat açısından bakıldığında çok mühim bir olaydır. Bu ölmüş birinin yeniden dirilmesi ile eşdeğerdir. Neden mi? Çünkü bir sanatçı eserleriyle yaşar. Ölümünden yıllar sonra Nâzım gibi büyük bir şairin yeni şiirleri ortaya çıkıyor. bu da bir nevi diriliştir. İşte
 o iki şiir:

1. Şiir
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden 
Gölgem gibi demiyorum 
Çünkü hasret yanımdaydı zifiri karanlıkta da 
Ellerim ayaklarım gibi de değil 
Uykudayken yitirirsin elini ayağını 
Ben hasreti uykuda da yitirmiyordum 
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden 
Açlıktı, susuzluktu demiyorum 
Sıcakta soğuğu, soğukta sıcağı aramak gibi de değil 
Giderilmesi imkânsız bir şey 
Ne sevinç ne keder 
Şehirlerle bulutlarla türkülerle de ilgisiz 
İçimdeydi dışımdaydı 
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden 
Zaten elimde ne kaldı bu yolculuktan 
Hasretten gayrı 
Bütün Yolculuk Boyunca Hasret Ayrılmadı Benden 

2. Şiir
Bir ucu bir kuyuda kaybolan rüzgârlı bir şosede 
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak 
Yüzü saçlarıyla örtülü kavuşma saatımızın 
Bir de ağır yürüyor ki deli olmak işten değil 
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak 
Ben de telefon direğine bağlıyım kollarımdan 
Yüreğim de yorgun mu yorgun duracak nerdeyse 
Bir de alnıma bir su damlıyor aynı yere artsız arasız 
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak 
Ben de seni düşünüyorum da seni düşünüyorum 
Ben de seni düşündükçe o da ağırlaştırıyor 
Yürüyüşünü 
Bu böyle giderse yıkılabilirim direğin dibine 
O yanıma varmadan