Başlıktaki temenni hem benim blogum için hem de büyük şair Nâzım Hikmet için. Sanmayın ki mezarı geldi. Sadece bilinmeyen iki şiiri daha ortaya çıktı. Bu dışarıdan bakınca alelade bir olay gibi gelebilir ama sanat açısından bakıldığında çok mühim bir olaydır. Bu ölmüş birinin yeniden dirilmesi ile eşdeğerdir. Neden mi? Çünkü bir sanatçı eserleriyle yaşar. Ölümünden yıllar sonra Nâzım gibi büyük bir şairin yeni şiirleri ortaya çıkıyor. bu da bir nevi diriliştir. İşte
o iki şiir:
1. Şiir
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
Gölgem gibi demiyorum
Çünkü hasret yanımdaydı zifiri karanlıkta da
Ellerim ayaklarım gibi de değil
Uykudayken yitirirsin elini ayağını
Ben hasreti uykuda da yitirmiyordum
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
Açlıktı, susuzluktu demiyorum
Sıcakta soğuğu, soğukta sıcağı aramak gibi de değil
Giderilmesi imkânsız bir şey
Ne sevinç ne keder
Şehirlerle bulutlarla türkülerle de ilgisiz
İçimdeydi dışımdaydı
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
Zaten elimde ne kaldı bu yolculuktan
Hasretten gayrı
Bütün Yolculuk Boyunca Hasret Ayrılmadı Benden
2. Şiir
Bir ucu bir kuyuda kaybolan rüzgârlı bir şosede
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
Yüzü saçlarıyla örtülü kavuşma saatımızın
Bir de ağır yürüyor ki deli olmak işten değil
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
Ben de telefon direğine bağlıyım kollarımdan
Yüreğim de yorgun mu yorgun duracak nerdeyse
Bir de alnıma bir su damlıyor aynı yere artsız arasız
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
Ben de seni düşünüyorum da seni düşünüyorum
Ben de seni düşündükçe o da ağırlaştırıyor
Yürüyüşünü
Bu böyle giderse yıkılabilirim direğin dibine
O yanıma varmadan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder